Kanın vücudumuzdaki atar damara yaptığı basınca tansiyon denir.
Tansiyon Nedir? Kaç Olmalı?
Atardamara yapılan kan basıncı tansiyonu ortaya çıkartır. Bu durum sayesinde kan organlara ve ilgili hücrelere iletilir. Organlar ve hücreler çalışmaya devam edebilmek için gerekli maddeyi kan basıncı ile sağlamaktadır. Vücudumuzda düzenli olarak gerçekleşen bu tansiyon işleminin belirli bir seviyede olması gerekmektedir. Bu basınç normalin altına indiğinde ve ya üstüne çıktığında sağlık için önemli tehdit oluşturmaktadır.
Bebeklerde tansiyon seviyesi oldukça düşüktür. Yaş ilerleyip vücudumuz olgunlaşmaya başladığı zaman tansiyon seviyesi de buna paralel olarak artmaktadır. Bir bireye yüksek tansiyon (hipertansiyon) teşhisi koyabilmek için büyük tansiyonun 14 ten yukarı küçük tansiyonun ise 9 cm civa basıncından düşük olması gerekmektedir. Bunun beraberinde bireye düşük tansiyon (hipotansiyon) tanısı koyulabilmesi için büyük tansiyonun 10 cm civa basıncının altında olması beklenir. Düşük tansiyonu gözlemlerken büyük tansiyonun değerleri dikkate alınmalıdır.
Tansiyon Düşünce Ne Olur?
Hipotansiyon, düşük tansiyonun bilimsel adıdır. Bir insanın kalbi kasılmalar yoluyla kanı vücuda iletir. İki kasılış arası geçen sürede kan basıncı en alt seviyede olmaktadır. Bu duruma küçük tansiyon adı verilmektedir. Günlük yaşantımızda birçok aktivitelerde bulunuyoruz. Ayağa kalkmak, eğilip, doğrulmak gibi çeşitli hareketlerle yaşamımızı sürdürüyoruz. Bu eylemler sırasında özellikle eylem ani yapılmışsa, baş dönmesi ve göz kararması gibi belirtilerle karşı karşıya kalıyoruz. İşte bu durumlarda tansiyon düşmesi yaşanmaktadır. Bunun geçmesi için bir yere oturulmalı ve kan basıncının normale dönmesi beklenmektedir.
Ani tansiyon düşüklerinde durum biraz ciddileşir. Kişi mide bulantısı, gözlerde uyuşma, baş dönmesi, bayılma, hızlı nefes alıp verme gibi durumlarla karşılaşır. Eğer kişinin kan basıncı normale dönmüyorsa acil müdahalede bulunulmalıdır. Çünkü kalp görevini yeterince yerine getiremez. Yani organlara ve ilgili hücrelere kan ulaşamaz. Bu durumdan etkilenecek olan ilk organımız beyindir. Beyne yeterli kan gitmediği taktirde, olumsuz birkaç hasar meydana gelebilmektedir. Tansiyon düşmesi devam ettikçe vücut kendi kan basıncını yükseltmeye çalışacaktır. Kişi bu eylemi yaparken vücudumuzda tahribatlara yol açabilmektedir.
Düşük Tansiyon Nelere Sebep Olur?
Düşük tansiyon kişide halsizlik ve isteksizlik yaratabilir. Kişinin benzi solar ve kulakları çınlamaya başlar. Uzun süreli tansiyon düşüklüğünde ise sabahları kalkarken çok zorlanma ve sık sık esneme görülür. Bu durum kişide depresyona kadar gidebilir. Çok ciddi durumlarda ise şok, felç gibi durumlar ortaya çıkar. Bazı kişiler tansiyon düşüklüğüne çok yatkın olsalar bile bazı kişilerde hiç görülmemekte ve normal yaşamlarına devam edebilmektedirler.
Tansiyon Düşüklüğüne Ne İyi Gelir?
- Ani tansiyon düşüşlerinde kişi acil müdahalede ise vücuduna kan pompalanır ve oksijen verilir. Çünkü kan basıncı düştüğünde kalp kanı yeterince pompalayamaz ve kan dokulara iletilemez.
- Bu sorunu yaşayan hastalara sıklıkla sodyum takviyesi tavsiye edilir.
- Düzenli beslenmesi önerilir. Özellikle folik asit ve B12 takviyesi istenir. Bu takviye et, süt, balık, peynir, yoğurt, ıspanak gibi besinlerden sağlanabilmektedir.
- Karbonhidratlı yiyecekleri az tüketmelidirler.
- Günlük hayatımızda su içmeye ve yeterli miktarda su alımına dikkat etmeliyiz.
Tansiyon düşünce sizi rahatsız edebilir. Gün içerisinde halsiz ve bitkin olmanıza aynı zamanda verimsiz olmanıza neden olabilir. Bu durumun farklı hastalıkların habercisi olabileceğini unutmayınız ve mutlaka önlem alınız.