Balık, et, tavuk ve yumurta gibi besinlerin içerisinde yer alan homosistein; bir amino asit olarak adlandırılan metiyoninden yapılan ara maddedir. Yani asıl olarak metiyonin maddesinin glutatyon isimli antioksidana dönüşmesindeki ara yol ve araç olarak nitelendirilmektedir.
Homosistein Nedir, Ne Demek?
Kan tahlillerinde ortaya çıkan bir değer olarak tanımladığımız homosistein, vücut tarafından sentezlenmeyen besinlere aracılığı ile vücuda alınan bir bileşen olarak nitelendirilir. Metiyonin maddesinin glutatyon isimli aminoasite dönüşmesini sağlayan homosistein, ara dönüştürücü olarak görev alır ve vücut için oldukça önemlidir. Metilasoyn döngüsünün üst seviyede çalışmasını sağlayan homosistein sayesinde kalp ve damar bölgesinde bulunan endotel tabakasındaki baskının azalması sağlanmaktadır. Böylece kalıtsal değişimlerin görülmesi minimum ölçülere düşürülmektedir.
Vücut fonksiyonlarının dengeli ve düzenli bir şekilde çalışması için homosistein maddesinin dengeli ve yeterli bir şekilde vücutta olması gerekmektedir.
Metilasyon döngüsünün ana parçası olarak betimleyebileceğimiz homosistein, metiyonine geri dönüştürülebileceği gibi, glutatyona ve S-adenozil L-Metiyonine de dönüşümü sağlanabilir. Bu moleküllerinin her birinin dengede olması sağlık anlamında oldukça önem ifade etmektedir. Metilasyon hücrelerimiz için önemli bir biyokimyasal süreçtir ve homosistein sayesinde bu döngünün kusursuz işlemesi sağlanır.
Homosistein Yüksekliğinin Nedenleri Nelerdir?
Vücudumuzda normal düzeyler olması gereken homosistein yüksekliği durumunda birtakım sağlık sorunları meydana gelebilmektedir. Değerde artış meydana geldiği zaman yaşam tarzında direkt olarak birtakım olumsuzluklar oluşur. Bu durum kendi arasında derecelendirilmektedir. Hafif, orta ve ağır derecede yükseklik olarak tanımlanmaktadır. Eğer 15-30 Mmol/L arasında olursa hafif, 30-100 Mmol/L arasında olursa orta, 100 Mmol/L ve üstü olursa ağır homosistein yüksekliği olarak isimlendirilmektedir. Vücutta homosistein yüksekliğinin nedenlerini şu şekilde belitebiliriz:
- Vitamin B6, B12, betain, vitamin B2, magnezyum noksanlığı ve aktif folat değerin yükselmesine neden olabilir.
- Metiyonin bakımından zengin olan yiyeceklerin tüketilmesi sebep olabilir. Bu yiyecekler, süt ve süt ürünlerinin, kırmızı etin fazla tüketilmesi sonucunda gerçekleşir.
- Çok fazla sigara, kahve ve alkol gibi şeyleri içmek vücutta zararlı etkiler ile birlikte bu değerin artışına neden olur.
- Yaşın ilerlemesine bağlı olarak homosistein yükselmesi söz konusu olabilir.
- Genetik mutasyonlar, obezite, tiroid hastalığı, sedef hastalığı bu değerde artış gözlemlenmesine sebebiyet verir.
- Vücutta civa gibi ağır metal birikmesi ve kullanılan bazı ilaçlar homosistein yüksekliğine neden olur.
- Günlük yaşantımızın yanı sıra kalıtsal genler ve aynı zamanda sahip olduğumuz bazı hastalıklar bu değerde artış gözükmesine neden olur. Homosistein yükseldiği zaman koroner kalp hastalıkları riskinin artması da söz konusu olur. Bundan dolayı derhal müdahale edilmelidir. Hastaya uygun bir diyet verilmelidir.
Homosistein Yüksekliğinin Belirtileri Nelerdir?
Vücutta homosistein değerleri yükseldiği zaman serbest radikaller çoğalır ve yıkıcı hasarlar meydana getirir. Fark edilmeyen homosistein yüksekliği belirtileri ateroskleroza ve damarlarda daralmaya yol açar. Bunun sonrasında kalp krizi ve felç gibi problemler meydana gelir. Bununla birlikte akciğer damarlarının pıhtı ile tıkanması gibi durumların da söz konusu olabileceği belirtilmektedir. Ayrıca alzheimer gibi rahatsızlıklar homosistein değeri yüksek olan hastalarda sıklıkla ortaya çıkabilmektedir. Son olarak gebelikte tekrarlayan düşüklerde sebep bu değerin yüksek olması olabilir.
Homosistein Tedavisi Nasıl Yapılır?
Eğer vücudunuzda homosistein düşüklüğü varsa bunun tedavi edilmesi kolaydır. Beslenme desteğinin artırılması ile değerin yükselmesi sağlanabilir. Fakat değer yüksekse, düşürülmesi için birtakım uygulamalar gerekebilir. Bunun için öncelikle yüksek protein içeren balı ve et gibi besinlerin tüketiminin azaltılması gerekir. Bunların yerine bol yeşillik ve meyve tüketimi sağlanmalıdır. Eğer ki gerekli düzeye inmiyorsa uzman hekim uygun bir tedavi yöntemi uygulayabilir. Uygulanan tıbbi tedavilerde kişiye folik asit, B vitamini ve demir gibi bazı ilaçlar verilmektedir.