Kolera, kalabalık ortamlarda, savaş, doğal afetler ve yoksulluk gibi etmenlerden etkilenen toplumlarda yaygın olan ölümcül ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olarak bilinir.
Kolera Hastalığı Nedir? Neden Olur?
Vibrio cholerae adlı bir bakterinin sebep olduğu bir bağırsak enfeksiyonu olan kolera akut ishal ile seyreden bir rahatsızlık olarak bilinir. Dünya üzerinde her sene, 3 - 5 milyon kolera vakası görülür ve bunlardan 100 bin kadarı ölüm ile sonuçlanır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'ne göre, kolera hastalığı, hala gelişmekte olan ülkeler için ciddi bir sorun ve bu ülkelerde yaşayan insanlar için öldürücü bir rahatsızlıktır.
Göç olayları, kolera hastalığının yayılması için bir etkendir.
Kolera hastalığının az gelişmiş ülkelerde meydana gelen savaşlar ve yoksulluk gibi etmenlerden etkilendiği bir gerçektir. Ayrıca, kolera bakterisi kirli su ile yıkanmış yiyecekler ve içme suyu ile yayılan bir bakteridir. Bununla birlikte, hasta veya hastalığı taşıyıcı kişilerin dışkılarından da yayılır. Kolera bakterisi, vücuda girdikten 6-48 saat sonra kendisini göstermeye başlar.
Koleranın Belirtileri Nelerdir? Nasıl Ortaya Çıkar?
Kolera enfeksiyonu genellikle hafif semptomlar gösterir veya göstermez. Bununla birlikte, semptom gösteren vakalar da vardır. Örneğin, su ishali, bacak krampları ve kusma şeklinde belirtiler görülebilir. Hastalık ince bağırsaklara tutunmuştur. Ani kusmalar, ishal ve pirinç suyu görünümünde günde 30 - 40 kez dışkılama gerçekleşir. Böyle hastalarda, vücut sıvısının hızlı bir şekilde azalması ile dehidrasyon, organ yetmezliği ve şok gelişir. Eğer tedavi zamanında yapılmaz ise, saatler içinde ölüm meydana gelebilir.
Kolera Hastalığının Tedavisi ve Teşhisi
Kolera belirtileri ile doktora başvuran hastaya tanı konulabilmesi için, hastanın dışkısının laboratuvar ortamında incelenmesi gerekir. Bu şekilde hastalık teşhis edilebilir. Kolera tedavisi için kaybedilmiş olan su ve tuzun eski miktarına ulaşması sağlanmaya çalışılır. Oral rehidrasyon çözeltisi, paketlenmiş bir halde olan şeker ve tuzlar, su ile karıştırılıp hastaya bol bol içirilir. Bu şekilde hızlı bir rehidrasyon uygulaması yapıldığı takdirde kolera hastalarının %99'dan fazlası kurtarılır. Bir yandan da antibiyotik ile tedavi yapılır. Antibiyotik kullanımı, kolera tedavisinin başarısını arttırma ve tedavi süresini kısaltma gibi bir avantaj sağlar. Eğer hastalık ilerlemiş ise, tedavinin hastane ortamında yapılması icap eder.
Koleradan Korunma Yolları Nelerdir?
Koruyuculuğu %50 civarında olan kolera aşısı vurdurmak gerekir. Koruyuculuğu çok yüksek değildir ancak %50'lik bir ihtimal azaltılmış olur. Koruyuculuk özelliği 3 -5 ay süren bu aşı, özellikle salgın dönemlerinde yapıldığında etkili olabilmektedir. Kolera taşıyıcı kişiler ile yayılan bir hastalıktır. Bu nedenle, bu hastalığı taşıyan kişilerin belirlenmeleri ve tedavi edilmeleri oldukça önemli bir noktadır. Ellerin, dış dünya ile temas eden vücut bölgelerinin düzenli olarak yıkanması, çevrenin temiz tutulması, tuvalet temizliği, açık su içilmemeye dikkat edilmesi ve dezenfekte edilmiş suların tüketilmesi gerekir. Ayrıca, yemek hazırlarken, çiğ sebzelerin haşlanması, meyvelerin yıkanıp soyularak tüketilmesi, çiğ gıdaların ve kabuklu deniz ürünlerinin yenmemesi gerekir. Süt ve süt ürünlerinin kaynatılmadan tüketilmemesi gerekir.
Kolera hastalığını yenmiş olan kişiler, hastalık geçtikten sonra 7 gün boyunca bakteriyi dışkı yolu ile atmaya devam ederler. Bu yüzden, 24 saat ara ile 2 dışkı kültürünün incelenmesi ve negatif sonuç alınması ile hastalığın tamamen geçmiş olduğundan emin olunmalıdır.